20 Nisan 2013 Cumartesi

Roger Norman'dan "Albion'un Rüyası"

İsmini görür görmez elime aldım bu kitabı, kaçıramazdım. "Albion" yazıyordu bir kere, ya İngiltere'yle ilgiliydi, ya orada geçiyordu, ya işin içinde bir Merlin, bir Arthur en olmadı bir ada, ortaçağ, kale falan vardı diye düşündüm çünkü. Sonra arka kapağı çevirip okuduğumda bu düşündüklerimden en azından birkaç tanesini tutturmuş olduğumu gördüm.
Edward Yeoman'ın geriye dönüp, çocukluğunda, 12 yaşında yaşadığı hatıralarına dönüp, bunları anlatmasını dinliyormuşuz kitapta. 12 yaşındaki Edward amcasının İngiltere kırsalındaki çiftliğinde bir oyun buluyor. Oyun tahtası ve kartları, içinde babasından bir mektubun bulunduğu oyun kuralları listesi ile birlikte ortaya çıkıyor. Babasının yıllar önce yazdığı mektup, oyunu bulup da oynamaya karar vereni uyarıyor, bu oyun yalnızca bir oyun değil çünkü. Albion'un Rüyası adını taşıyan oyunda Merlin, kral, Galahad, Thor, Cellat, Ölüm, Pellinore, İsa, Hod, Puck, Tüccar, Prenses gibi kartlar var. İç içe geçmiş halkaların oluşturduğu bölgeleri geçerek, ortaya ulaşmaya çalışılan oyun için babasının talimatları açık: Aileden biriyle oynanmalı ve çok ciddiye alınmamalı.
Edward da kuzeni Hadley'i alarak karşısına oynamaya başlıyor. Yatılı okula giden iki kuzen için Albion'un Rüyası, bir süre sonra okuldaki mücadeleleriyle karışmaya ve hayatlarında unutamayacakları bir ders olmaya başlıyor.
Böyle tesadüfen bulunup da lanetli, belalı çıkan çocuk oyunları hem sinemada hem de edebiyatta oldukça bilindik bir konu esasında. Öyle ya hanginiz daha ilk bahsetmeye başladığımda Jumanji diye düşünmediniz? Hatta biraz daha bileniniz varsa Zathura demedi? Bilindik olduğu kadar keyifli de bir konu. İlerleyebileceğiniz alan sonsuz. Yaratabileceğiniz oyunlar inanılmaz. Zaten Roger Norman da çok güzel bir oyun düşlemiş, ülkesinin eline verdiği imkanları kullanmış. "Albion" Büyük Britanya'nın bilinen en eski ismi zaten. Kelt öncesi  ve Hint-Avrupa öncesi dillerinde toprak, dünya, tepe, beyaz gibi anlamları olduğu düşünülüyor. Bundan yola çıkarak diyebiliriz ki Albion'un Rüyası Britanya'nın kadim geçmişinden, büyüyle dolu bir gelenekten gelen, kendi sırları olan bir oyun.
Peki, her şey güzel hoş, Roger Norman yapıyı kurmuş, oyunu çok güzel düşünmüş, orta halli yerinde karakterler de yaratmış ama gene de kitap çok sarmıyor insanı. O 200 sayfaya merakla başladım ben mesela, ama devam edemedim. İlerlemedi kitap bir yerden sonra. Ancak son 10-20 sayfada bir heyecan geldi, toparlandı gibi oldu hikaye. Oradan itibaren kitap bitene kadar bir soluk alabildim, bir okuma isteği geldi üzerime.
Roger Norman bizim üniversitelerimizde de senelerce dersler vermiş bir akademisyen bu arada. Kitabın girişinde de şöyle yazıyor hatta: "Roger Norman 1948'de dünyaya geldi. Eğitimini Sherborne Okulu ve Cambridge Üniversitesi'nde tamamladı. Yunanistan'da zeytin çiftçiliğiyle uğraştı, Ankara Turkish Daily News’te editör olarak çalıştı, çeşitli üniversitelerde ders verdi. Türk-Yunan dostluğunu pekiştirmek için İstanbul ve Atina arasında 1200 km’lik bir yürüyüş yaptı. Bu yürüyüşten elde edilen para ile Türk ve Yunan Çocuklarına diyaliz makinesi alındı. Roger Norman Anadolu Üniversitesinde İletişim Bilimleri Fakültesinde Öğretim Görevlisi olarak çalışıyor ve kitaplarını yazmaya devam ediyor. Yetişkinler ve çocuklar için, güneybatı İngiltere’nin Dorset kırsalına odaklanan üç tane roman yazdı. Albion'un Rüyası yedi dile çevrildi. Kurgu eserlerinin yanı sıra, çeşitli dergiler ve gazetelere yazılar yazıyor."Albion'un Rüyası onun ilk kitabıymış. Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan bu ilk kitabının dışında Kırmızı Zar ve Ağaç Zamanı adlarında iki kitabı daha var gibi görünüyor Türkçe'ye çevrilmiş. Bir de Shadowborne varmış ki o daha çevrilmemiş. Benim kütüphaneden alıp okuduğum, kitabın 1998 tarihli ilk baskısıydı Albion'un Rüyası'nın. Sonraki baskılarda kapak biraz değişmiş. Ben çok da beğenmedim ama görünen o ki kitabın ilk sayfasının içinde YKY'nin yazdığı temenni tutmuş gibi. Kitabı gençlere ve çocuklara güzel bir gelecek için hediye ediyorlarmış. Umarım okuyanları memnun etmiştir böyle, beni etmese de.
Kitabın ilk bölümünü YKY'nin tanıtım sayfasından okuyabilirsiniz : http://www.ykykultur.com.tr/kitap/albionun-ruyasi
Ayrıca yazarın kendi sitesi de var : http://rogernorman.net/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bahar Ekinoksu - "Old must be left; New must be adopted; Life must be celebrated"

Ostara veya Eostre veya Eastre, Germen bahar ve şafak tanrıçası. O dönemin akademik yazılarında kendisinden yalnızca bir kez bahsediliyor - ...